Çok iddialı bir başlık oldu ama acaba öyle mi? O zaman bir açıklama yapalım.
“demiryolu geleceğimizdir” söylemi ,insan neslinin sağlıklı ve güvenli devamı için yeşil ve temiz bir çevre oluşturulması gerektiğini,bunun “yolu” nun da ancak çevre dostu olan demiryolu taşımacılığı ile mümkün olabileceğini, şehiriçi ve şehirlerarası toplu yolcu ve yük taşımalarının mutlaka demiryolu (raylı sistem) ile yapılmasının zorunluluk olduğunu kapsamaktadır.
Avrupa Parlamentosu Geçici İklim Değişikliği Komitesinin hazırladığı 2050 Vizyon Belgesinin tanıtım afişinde “Gelecek, bugünden kurulur!” diyor
Bugünün dünyasının en önemli konusu da dünyanın ve üzerinde bulunanların geleceği ile ilgili yaşamsal (çevre ve ses kirliliği, dünyanın ısınması,trafik yoğunluğu,iklim değişikliği bazı canlıların nesillerinin yok olması v.b.) kaygılardır.
Çevrenin korunması günümüz ve gelecek nesillerin yaşam kalitesi için temel şarttır. Bu nedenle ekonomik büyüme için karbon kaynakları yerine yenilenebilir kaynakların kullanılması teşvik edilerek, “taşımacılık sektörü yenilenerek”, enerji verimliliği sağlanacaktır. Çünkü enerji kullanımı aynı zamanda çevre kirliliğinin kaynaklarından birisidir.Sürdürülebilir kalkınma, petrolün daha az ve akıllıca kullanılması anlamına gelmektedir.
Çok acil önlemler alınmazsa, doğada nesilleri yok olan ve yok olma süreci başlayan canlılar gibi insan nesli de kaçınılmaz olarak bu yok olma sürecine girecektir.
Ne yazık ki gelecek kaygısının oluşmasına yol açan da, alınması gereken önlemleri almakta direnen de yine insanın kendisidir.
Zaten insanın bırakın gelecek neslinin, şimdiki neslinin bile yaşamsal belirsizliğinin ortaya çıkması, dünyada ortak bilinç oluşumunu hızlandırmıştır. Bu bilinci oluşturan ve hızla yaygınlaştıran,ölüm-kalım korkusudur ve önünde durulması çok zordur.
Bu ortak korkunun oluşturduğu akıl/bilinç herkesi ve her şeyi inanılmaz bir şekilde baskı altına almaktadır. Bu baskının sonucu olarak çok yakın bir geçmişten itibaren Birleşmiş Milletlerin,Avrupa Birliğinin,Ülkelerin çevre ve ses kirliliği, dünyanın ısınması,trafik yoğunluğu,iklim değişikliği bazı canlıların nesillerinin yok olması v.b. konularda aldığı “uyulması mutlak zorunlu kararlar”ın hayatımıza girdiğini ve girmeye başlayacağını görüyoruz.
Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği, organları aracılığı ile tüm ülkelerin, mal ve hizmet üretenlerin çevreye duyarlı tasarım ve çevre dostu ürün üretmesini, çevre dostu taşımacılık türlerini desteklemesini zorunluluk haline getirmektedir.
Aslında yapılması gerekenlerin çok kısa ve net bir ifade altında toplanmaktadır; “her şeye rağmen yeşil ve temiz bir dünya oluşturulmalıdır”
Şimdilerde dünyada yapılanlar ve yapılmaya çalışılanlar da bu kısa ve net ifadenin altının nasıl doldurulacağıdır.
Bu durumda dünyadaki herkese, her kuruma ve her sektöre yaşamsal görevler düşüyor. Özellikle de Lojistik/Taşımacılık sektörüne daha çok görev düşüyor.
Çünkü dünyanın bir açık pazar olduğu bu dönemde en önemli sektör, pazarlar arasındaki karşılıklı alış verişi sağlayan,gitmediği ülke,girmediği şehir olmayan, çevre ve ses kirliliği, dünyanın ısınması,trafik yoğunluğu,iklim değişikliği bazı canlıların nesillerinin yok olması v.b.konularda direkt etkisi olan Lojistik/Taşımacılık Sektörü’dür.
Bu nedenle “Yeşil ve Temiz Bir Dünya” ancak ”Temiz Sanayi Üretimi” ve “Yeşile ve Çevreye Duyarlı, Doğaya Dost Taşımacılık” zinciri ile bir anlam kazanabilecektir.
Dünyanın üzerinde mutabık kaldığı ve geleceğin taşımacılık sistemini oluşturacağı anlayışa göre bu zincirin ekseni “demiryolu taşımacılığı” olmalıdır.
Bu yaşamsal anlayış, dünyadaki tüm sektörleri çok derinden ve acıtarak etkileyecektir. Kendisine bu anlayışa uyduramayan sektörler veya ana sektör içindeki altsektörler sistem dışında kalabilecektir.
Aşağıdaki tablolarda Türkiye’de 18 yıllık bir süreçte,çevreyi olumsuz yönde etkileyen seragazları ile ilgili emisyon (salım) rakamlarının iki misli artığını görüyoruz.(Bilgiler Çevre ve Orman Bakanlığı istatistik rakamlarıdır)
SEKTÖRLERE GÖRE SERAGAZI(tüm gazlar) EMİSYONLARI (SALIM)
1990 ve 2008 KARŞILAŞTIRMASI
(Milyonton CO2 eşdeğeri)
1990 Payı (%) 2008 Payı (%) Değişim (%)
Enerji 132 42 277 76 +109
Endüstriyel İşlemler 15 8 30 8 +100
Tarımsal Faaliyetler 30 16 25 7 + 17
Atık 10 5 34 9 +240
TOPLAM 187 366 + 96
SERAGAZI(tüm gazlar) EMİSYONLARI (SALIM)
1990 ve 2008 KARŞILAŞTIRMASI (Milyonton CO2 eşdeğeri)
1990 2008 Değişim (%)
Co2(Karbondioksit) 141 297 +110
CH4(Metan gazı) 33 54 + 64
N2O (Diazot monoksit) 12 12 0
F gazları 1 4 +300
TOPLAM 187 367 + 96
CO2 EMİSYONU(SALIMI)
1990 ve 2008 KARŞILAŞTIRMASI
(1000 TON)
Toplamda Toplamda
1990 Payı(%) 2008 Payı(%) Değişim(%)
A-Enerji 126.701 90 270.862 91 +113
1-Çevrim ve enerji sektörü 34.015 24 105.941 35 +211
2-Sanayi sektörü 37.530 27 55.973 19 + 51
3- Ulaştırma sektörü 25.955 18 47.048 16 + 81
• Havacılık 904 3 5.181 11 +473
• Karayolu 24.036 93 39.882 85 + 61
• Demiryolu 517 2 450 1 - 12
• Denizcilik 498 2 1.535 3 +208
4- Diğer sektörler 29.201 61.900 21 +113
B- Endüstriyel İşlemler 14.661 10 26.262 9 + 86
TOPLAM 141.362 297.124 +110
Özellikle ulaştırma sektöründe demiryolu dışındaki tüm sektörlerde,çevreyi ve insanın geleceğini etkileyecek önemli artışlar olduğu görülmektedir.